
Kurumsal
Sürdürülebilirlik
GHG Protokolü & ISO 14064-1 Standartlarına Göre Karbon Ayak İzi Hesaplama
Kuruluşların karbon ayak izini yönetebilmesi için en güvenilir ve uluslararası geçerliliği olan yöntemleri kullanıyoruz:
-
GHG Protokolü (Greenhouse Gas Protocol): Küresel çapta kabul gören sera gazı raporlama standartlarını baz alarak, firmaların operasyonel sınırlarını ve emisyon kaynaklarını belirliyoruz.
-
ISO 14064-1 Standartları: Kuruluşların doğrudan ve dolaylı emisyonlarını 3 temel kapsamda (Scope 1, Scope 2 ve Scope 3) hesaplıyoruz:
-
Scope 1: Şirketin doğrudan sera gazı emisyonları (örneğin, şirket araçları, üretim tesisleri).
-
Scope 2: Elektrik, buhar, ısı ve soğutma gibi enerji tüketiminden kaynaklanan dolaylı emisyonlar.
-
Scope 3: Tedarik zinciri, lojistik, çalışan seyahatleri ve diğer dolaylı emisyonlar.
-
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) Beyanı
Avrupa Birliği’nin (AB) iklim politikaları doğrultusunda geliştirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), ithal edilen ürünlerin karbon ayak izine göre maliyetlendirilmesini amaçlayan bir sistemdir. Bu mekanizma, karbon sızıntısını önleyerek düşük emisyonlu üretimi teşvik etmeyi ve uluslararası ticarette adil rekabeti sağlamayı hedefler.
SKDM Uygulama Süreci
1. Geçiş Dönemi (2023-2025):
-
İthalatçı firmalar, AB’ye giren ürünlerin karbon emisyonlarını raporlamakla yükümlüdür.
-
Bu süreçte herhangi bir mali yükümlülük uygulanmaz, sadece raporlama yapılır.
2. Mali Yükümlülüklerin Başlangıcı (2026-2034):
-
2026’dan itibaren ithal ürünlerin karbon içeriğine göre sertifika alımı zorunlu hale gelecek.
-
AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki (ETS) ücretsiz tahsisatlar kademeli olarak kaldırılacak.
-
2034 itibarıyla, karbon içeriği üzerinden tam maliyet hesaplamaları devreye alınacak.
Firmalar İçin SKDM’ye Uyum Süreci
-
Yüksek emisyonlu üretim yapan firmalar için pazar kaybı riski bulunuyor.
-
Düşük karbonlu üretim ve tedarik zinciri yönetimi kritik hale geliyor.
-
Karbon ayak izi hesaplamaları zorunlu olacak, üreticiler süreçlerini optimize etmek zorunda.
-
Türkiye’nin düşük emisyon avantajı, AB pazarında rekabet avantajı sağlayabilir.
Sürdürülebilir üretime yönelen firmalar rekabette öne geçerken, çevresel standartlara uyum giderek daha önemli hale geliyor.
Geleceğe sağlam adımlarla ilerlemek için şimdiden harekete geçin.
Siz de bu dönüşümde yerinizi almak için bize ulaşın.
